“Ben Ankara’ya gidiyorum, sen nereye gidiyorsun?” dedim. Dedi ki, “Konya’ya gidiyoruz. İlhan abin tuvalete gitti, onu bekliyorum!” dedi. Biz konuşurken İlhan geldi. Konya otobüsü kalkmak üzereydi, Burcu ve İlhan’la vedalaşıp onları uğurladım. Biraz sonra Zübeyde Abla’yı onlarca kez çıkardım. Çıkarıp baktım, pırıl pırıl parlıyordu. Çok güzel kayganlaşmıştı. “Yeter canım!” dedi. Tekrar bacaklarımın arasına girdi ve sikini amıma dayadı. Bu sefer biraz daha kolay kaydı, başı içime girdi. Amımın dudakları güzelce gerilmişti. Dudaklarımı sıkıyor, istediğim anda bacaklarımı kasıyordum, bu yüzden girmekte zorlanıyordu. “Kendini rahat bırak…” dedi.